Zeka doğuştan mı gelir?

Zekanın doğuştan geldiğini, sabit ve geliştirilemez olduğunu düşünüyorsanız, tüm yargılarınızı bir kenara bırakarak hemen okumaya başlayın.

Rekabetin giderek acımasız bir hale büründüğü modern zamanlarda, zeka kavramı çocuk gelişiminde en çok önemsenen unsurlardan biri haline geldi. Ebeveynler, çocuklarına zeka testi yaptırıyor, üstün zekalılara yönelik okullara göndermek istiyor, özel teknikler uygulayan kurumlardan profesyonel destek alıyorlar. Bütün bunlar kocaman bir sektörün parçaları iken, asıl cevap çocuk yetiştirme biçimlerinde yatıyor.

2013 yılında Perspectives on Psychological Science dergisinde yayınlanan bir araştırma, çocukların zekasının ölçümlenecek oranlarda geliştirilebileceğini ortaya koyarak büyük ses getirdi. John Protzko, Clancy Blair ve Joshua Aronson tarafından hazırlanan meta-analiz, çocuklarda zeka gelişimi üzerine yüzlerce deney ve araştırmayı inceleyerek bulguları analizi etti. Bu meta-analiz sonucunda ortaya çıkan tabloya göre zeka yalnızca doğuştan belirlenmiyor; deneyimle geliştirilebiliyor. Yöntemler, 3 ana başlıkta toplanıyor. 

1. Başlangıç noktası anne karnında başlayan beslenme alışkanlıkları

4 yaşına kadar çocuğun beslenme düzeni zeka gelişiminde oldukça belirleyici. Zekayı geliştirme imkanı çocuk doğmadan önce başlıyor. Anne karnından itibaren, ‘polyunsaturated’ yani ‘uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri’ içeren besinler tüketmek zeka gelişimini önemli oranlarda etkiliyor. Bu ne demek? Omega 3’ü çocuğunuzun hayatına dahil edin. Bu yağ asitleri, sinirsel hücrelerin gelişimine katkıda bulunuyor. Yıllardır balık yağının faydalarıyla ilgili anlatılanlar boşuna değil!

2. Etkin diyalog kurmak

Çocuğunuzu gerçekten muhatap alıyor musunuz? İhtiyaçlarını karşılamak ve çocuk deyip geçmek yerine; hisleri, anlattıkları, düşündükleri nedir hakikaten önemsiyor musunuz ona bakın. Çocuğun varlığını ciddiye alın ve “Çocuk o, nereden anlayacak” cümlesini hafızanızdan silin; çünkü zeka gelişimini sağlayan yöntemlerden bir diğeri karşılıklı etkin diyalog yürütmek. Unutmayın, muhatap alınan beyin daha iyi çalışıyor.

Etkin bir diyalog, anne karnında müzikle başlayıp, doğumdan sonra çocuğun duygusal ihtiyaç ve hazır oluş seviyesine uygun oyunlar, konuşmalar ve kitaplarla sürdürülebilir. Çocuk beyninin en hızlı geliştiği dönem ilk 36 ay. Bu dönemde çocuklarınıza ayırdığınız vakit altın değerinde.

Zeka gelişimindeki etkisi ölçümlenebilen aktivitelerden en öne çıkanı ise diyaloğa dayalı okuma. Çocuğunuza çok güzel kitaplar aldınız ancak okumak için 5-6 yaşlarına gelmesini bekliyorsanız, geç kalabilirsiniz. Nitekim John Protzko, Clancy Blair ve Joshua Aronson’ın analizi, doğumdan itibaren interaktif bir biçimde kitap okuduğunuz çocuğunuzun zekasında 6 puanın üzerine bir gelişim yaşanabildiğini gösteriyor.

Diyaloğa dayalı okuma nasıl yapılır? Oturup çocuğa kitap okumak yeterli olmuyor çünkü yeni doğan bebekler kelimeleri tanımıyor. Çocukla birlikte, diyalog halinde, anlatarak ve sorarak okumak gerekiyor. Büyükanneler ve dedelerin, torunlarıyla tane tane, gerekirse şarkılar ve oyunlarla nasıl iletişim kurduğunu hatırlayın, onlar bu işin üstadı! Konuyu daha fazla incelemek isterseniz, “Dialogic Reading” yazarak Youtube videolarını karıştırabilirsiniz.

3. Okul öncesi eğitime katılım

Okul öncesi eğitime katılım, zeka gelişimindeki etkisi ölçümlenmiş bir diğer önemli faktör. Çocuğun doğduğu andan itibaren öğrenmeye başladığını göz önünde bulundurursak, ilkokula başlamasını beklemek, epey önemli bir zaman dilimini kaçırmak anlamına geliyor. Özellikle okul öncesinde zengin bir iletişim içerisinde bulunan çocuklar, zeka testlerinde bir adım öne geçebiliyorlar. Çocukların daha uyarıcı ve farklı içeriklere maruz kaldığı kaliteli ortamlarda bulunması zeka gelişimini destekliyor.

Görüldüğü üzere, “Zeka doğuştandır, değişmez” inanışı pek doğru bir yaklaşım değil. Aksine, zeka gelişimini etkileyen pek çok faktör var. Ancak tabi ki çocuğunuzun bir proje olmadığını da daima hatırlamak gerekir.

Konuya dair derinlemesine araştırma yapmak isteyenler için bizim de kaynak olarak kullandığımız New York Üniversitesi (NYU) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin’in yazıları, kitapları ve konuşmaları harika bir kılavuz.