Cinsiyet Eşitliği Oyunla Başlar

İllüstrasyon: Paul Windle 

 

Oyuncağın, oyunun erkeği-kızı yok… “Cinsiyetsiz oyuncak” kavramı son 5 yılda yayılma gösterse de halen online-offline oyuncak mağazaları kız-erkek oyuncakları diye kategorize edilmiş durumda. Bu etiket aklımızdan çıktığı anda; gerçek anlamda sağlıklı gelişim başlıyor.

Hepimiz kadın ya da erkek olarak doğuyoruz ve doğuştan gelen biyolojik farklarımız var. Evrensel ve sabit olan bu biyolojik farklara cinsiyet deniyor. Mesele bu farklılıkların üzerine eklenen erkeklik ve kadınlıkla ilgili kültürel görüşler, inançlar ve beklentilerde başlıyor. Tüm yargılar gibi toplumsal cinsiyet yargıları da çocukların hayatı deneyimledikleri, duygularını keşfettikleri ve düşünme biçimlerini geliştirdikleri oyunla şekilleniyor.

“Kızlar narin, erkekler güçlü” mü?

John Hopkins Üniversitesi tarafından 15 farklı ülkede gerçekleştirilen bir araştırma, en liberal kültürlerde dahi kızların hassas ve kırılgan, erkeklerin ise güçlü ve özgür olduğunun çok erken yaşta içselleştirildiğini gösteriyor.

Kızların narin stereotipi altında maruz kaldığı korumacılığın olumsuz etkileri artık bir ölçüde farkındalık kazanmış durumda. Bu durum ileriki yaşlarda özgüven eksikliği ve risk almada çekince olarak karşımıza çıkabiliyor.

İşin en farkına varılmayan kısmı erkeklerin güçlü stereotipi altında ezilmesinin ciddi olumsuz etkisi. Araştırmalar hassas ve duygusal davranan, güçlü durmayan erkek çocuklarının daha baskın olmaya itildiğini gösteriyor.

Artan farkındalık ile kız çocuklarının erkeklere atfedilen tutum ve davranışları sergilemesine tolerans gösterilirken, erkek çocuklarının erkeklerden beklenen sert, güçlü ve bağımsız duruşu göstermemesi halen kabul görmüyor. Ve maalesef 2016 yılında yayınlanan bir araştırma gösteriyor ki toplumsal cinsiyetin dayattığı erkek modelinin fiziksel veya duygusal şiddet ve saplantı gösterme eğilimi daha yüksek.

Burada esas olan ise herhangi bir dayatmayla çocukları yönlendirmemek ve kendi oluşturdukları dünyaya toleranslı olmak.

“Bebeğe anne bakar” yanılsaması da buradan besleniyor!

Örneğin bebeklerle oğlan çocuklarının değil; kız çocuklarının oynamasının içselleştirilmesi; bebeklere babanın değil annenin baktığının içselleştirilmesine çanak tutuyor. Anneliğin idealleştirildiği bu senaryo kendini sürekli yetersiz gören anne kadınların yardım istemekten çekinmesine varan sonuçlara yol açıyor. Ayrıca erkekleri duygusal ilgi gösterme eğiliminden de geri tutuyor.

Mutfak malzemeleri içeren oyunlarla sadece kızların oynaması; evdeki bu rollerin gelecekte sadece ona ait olacağına dair bir içgörüye yol açıyor. Türkiye’de ise erkek çocukları ilgili gösterse dahi onlara mutfak oyuncağı almaktan kaçınılıyor.

Kadın mühendis sayısına kadar etkisi var

Erkek çocukların yapı inşa oyunlarına daha fazla maruz kalması üç-boyutlu düşünme, eleştirel bakış açısı ve problem çözme gibi temel mühendislik becerilerinin daha fazla gelişmesine yol açıyor. Aslında bize doğuştan gibi gelen, erkeklerin mühendisliğe doğal (olmayan) ilgisi, erken çocukluk dönemindeki yönlendirmelerle başlıyor.

Stanford Üniversitesi'nden mühendis Debbie Sterling, üniversitede okurken temel mühendislik konseptlerini erkeklerden daha zor algılamasının çocukken oynadığı oyunlarla bağını keşfetmesinin ardından GoldieBlox adında bir oyun şirketi kuruyor. Hikayesini anlattığı TedTalk‘u kaçırmamanızı öneririz.